01 August 2006

Çukulata



"Anneannenden iste cukulatalarin parasini" diyen kizinin sesi kulaklarinda, oturuyordu Hafize kadin.



Gozunden sakindigi, cani gibi sevdigi, yillardir hasretini cekmekte oldugu kizinin miydi bu ses? Ne cok severdi ilk goz agrisi Meliha'yi. Henuz ilkokulu bitirdiginde ogretmen okuluna, gurbete gonderdigi kizina hala kavusabilmis degildi. Gidis o gidis olmustu. Once ogretmen okulu bitmisti, arkasindan universite. Daha universite bitmeden, babasinin karsi cikmasina ragmen evlenivermisti uzaklardan bir uzun damat ile. Hafize kadinin omru ilk goz agrisina hasretle gecmisti. Oysa simdi kulaklarinda kizinin; "Anneannenden iste cukulatalarin parasini" diyen sesi, oglene yaklasan vakitte hala ac oturuyordu salon kanepesinde. Kizi uykudan kalkip kahvalti hazirlamamisti daha kendisine.



Kizinin ogretmen okulundan tatile gelecegi gunler, yaptigi hazirliklari hatirladi. Gunler oncesinden ici icine sigmaz, hazirlanir dururdu. "Kizim gelecek" diye etekleri zil calardi.



Hadi ogretmen emeklisi kizi istetmisti 2 kutu cukulata parasini ama ya avukat cikmis torunu? "Anneanne, 2 kutu, 20 milyondan 40 milyon" nasil demisti avukat torunu? Torunlari arasinda en guzeli, mavi gozlu, gul yuzlu torunu nasil gelip de "40 milyon anneanne" demisti? Yuzunde hep o sahte sicak gulusuyle. Gulusu buz olmus dondurmustu Hafize kadinin kalbini.



"Ah Zeliha olsa boyle mi olurdu!" diye dusundu. Hep ablasinin golgesinde kalmis olan, Hafize kadinin hep ikinci siraya ittigi Zeliha olsaydi boyle mi olurdu.. Olse istemezdi 2 kutu cukulata parasini anasindan. Meliha'yi dusunmekten goremedigi Zeliha.. Sinirliydi, hemen parlardi kucuk kizi ama fikri neyse zikri de oydu. Ne haksizlik yapar ne yaptirirdi. 40 milyona hayatta tenezzul etmezdi. Etmezdi de, istemezdi anasindan 40 milyonu. 1 ay hastaneden eve, evden hastaneye kosturdular, yoruldular diye iki kizina da verdigi besyuzer milyonu Meliha kocasindan gizli alivermis, Zeliha ise getirip geri vermisti. "Evlatlik gorevim" demisti.



Bunca yil kahrini ceken Zeliha idi ama gozu ve gonlu ille de ilk goz agrisini arardi. Arardi ama o agri siddetlendikce siddetlenmis, basina vurup beynini zonklatir olmustu.



Kocasini kaybettigi gun, kucuk kizi ablasina "Babam senin yuzunden öldü!" diye bagirmisti. 16-17 oncesinin defterlerini acivermisti bir anda orta yere.



"Evlenemezsin" dememisti efendisi, "once okulunuz bitsin, islerinizi hele bir yoluna koyun" demisti. "Eger gidip de evlenmeyeceksen okuluna donmene izin veriyorum" demisti son gece. Kizinin, kacip evlenmeyecegine, universiteyi bitirecegine soz verdigi son gece. Ertesi gun Istanbul'a dogru yola cikmisti Meliha.



Bir sure sonra Nufus dairesindeki arkadasi, elinde bir kagitla gelmisti Mahmut efendinin yanina. Evlenen kizinin nufus islemlerinin bilgisi gelmisti, kendisinden ve evlilik haberinden once babasina. Oraciga yigilmisti Mahmut efendi. Hastanede calisiyordu iyi ki. Hemen mudahele etmislerdi. O gunden sonra basladi sekeri, tansiyonu.. Uzuntusu, katilastikca katilasti icinde o gunden sonra. Kaskati oldu. "Eli para gormesin, cocuklarindan yana yuzu gulmesin" diye beddua etti. Eli para gormedi Meliha'nin, ogretmen maasinin ne kadar oldugunu bile bilmedi. Banka kartlari kocasinda durdu hep. Cocuklarindan yana da yuzu gulmedi. Hem oglu, hem kizi uzuntu ustune uzuntu yasatti.



Okula diye gonderdigi kizinin evlilik haberini aldiktan sonra baslayan dertleri, sonunda ecelinin vesilesi oldu Mahmut efendinin. Olum yataginda yatarken; "Soyle Meliha'ya, hakkimi helal ettim" dedi Hafize kadina. Olum anina kadar hakkini sakli tutmustu haci Mahmut.



Her yaz gelip, aylarca kalan kizi, damadi ve torunlari, Mahmut efendinin olumunden sonra gelmez oldular. Once kaldiklari gun sayisi dustu. 1 ay, 20 gun, 15 gun. Derken torunlarin ayagi kesildi. Okuldu, isti, guctu diye. Geriye eni topu 3 gunluk ziyaretler kaldi. Turkiye'nin bir ucundan kalkip, 3 gun icin obur ucuna gitmeye usenmez miydi insan? O kadar yolu tepip gelince bari 10 gun kalsalardi. Kalmadilar. 3 gunu gecmedi misafirlikleri kiziyla damadinin. Gozden irak olan gonulden de mi irak oluyordu? Analarin yureginden evlatlar irak olmuyordu da, evlatlarin yureginde analar uzak oluyordu anlasilan.



Cok sukur henuz elden ayaktan dusmemisti ama kizina muhtac olmustu su sira. Hastaneden sonra biraz daha kalmasi gerekiyordu bu sehirde. Zeliha da ne diye birakip gitmisti sanki kendisini Meliha'nin eline. Biliyor muydu ne ablasinin boyle yapacagini..? "Gor iste anne, bunca yil bana tercih ettigin kizini gor de anla nasil birisi!" mi demek istemisti?



Nasil da canini acitmisti Meliha hastanede. O kadar su icmisti ama tuvalete cikasi gelmiyordu Hafize kadinin. Elbet cikacakti, biraz sabretselerdi. Sabredemiyordu Meliha. Kolunu tutup cekistiriyor, bagiriyordu anasina. "Bu hastaneden randevu almak ne kadar zor biliyor musunuz siz? Kimse bu kadar kisa surede randevu alamaz buradan. Biz ugrasalim, didinelim, gun alalim, sen boyle yap!" diye soyleniyor, bir yandan da cekistiriyordu anasini tuvalete dogru. "Abla yapma" diyen kardesini bile azarlamisti, "Cekil sen, cekil kenara" diye. Haksizliga tahammul edemeyen kucuk kizi bile korkmustu ablasindan o an.



"40 milyon anneanne" demisti mavi gozlu torunu. Yillardir ziyaretine gelmeyen, bayramdan bayrama ancak arayan torunu. "Bayramlarda verdigim harcliklara say a be kizanim" diyesi geldi ama diyemedi. Helali hos olsundu.



"Doktorlara, tesekkur icin, nezaket olsun diye 2 kutu cukulata yaptirdim bugun anneanne. O kadar ilgilendiler seninle, ayip olmasin dedim. 2 kutu, 20 milyondan 40 milyon." Cantasini buldu Hafize kadin. Kocasinda kalan emekli maasi vardi Allah'a sukur. 40 milyon cikardi cuzdanindan. Buz guluslu avukat torununa uzatti...






tahin

4 Comments:

Blogger Güneşli Günler said...

Tahincim, sen mi yazdım bir yerden mi alıntıladın bilmiyorum ama çok hüzünlü bir hikaye. Ne yazık ki, herkes hep bir şeyleri anladığında hep çok geç kalınmış oluyor...

8/02/2006 01:31:00 pm  
Blogger hicanka said...

evet hüzünlü, ben de sen mi yazdın merak ettim

8/02/2006 02:00:00 pm  
Anonymous Anonymous said...

korktum;
böyle bir evlat olmaktan...
böyle bir evladımın olmasından...

8/02/2006 04:06:00 pm  
Blogger tahin said...

Yasanmis bir olay. Ben sadece yaziya doktum.

8/02/2006 06:11:00 pm  

Post a Comment

<< Home