10 June 2006

Ahmet Necdet Sezer’in Kastettiği Mürteci Benim!

Jerfi QAZAQ

...

“Dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak, toplumsal yaşamı etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir.”

Bu sözler Ahmet Necdet Sezer’e ait. Bu sözü kayıtlara düşmek lazım. Saatli maarif takvimlerimizde yerini almalı, takvim yapraklarının hikmetli sözlerine işlenmeli. Unutulmamalı bu söz. Unutturulmamalı... Bu sözler unutulur giderse bizim kendimizin farkına varmamız da imkansızlaşacak gibi geliyor bana.

...

Ne demektir bu söz?

İslam’ın toplumsala dair yönünün törpülenerek, sekülerleştirilmesi ve günümüzün Hristiyanlık anlayışına uygun bir hüvviyete kavuşturulmasından başka bir şey olmadığını söylersek belki Amerika’yı yeniden keşfetmenin ötesinde bir şey yapmamış olacağız ama dilden başka bir cümle de çıkmıyor neticede.

Peki neler yasaklanabilir?

Cuma namazları yasaklanabilir mesela.. Öyle ya bireysel bir din olmalı ise bu din öyle topluca haftanın bir günü toplanıp da nümayiş gibi ibadet etmenin ne anlamı var ki? Herkes kendisi kılıyorsa kılsın kılmıyorsa da Ahmet Necdet Sezer ne yapsın? Buradan yola çıkarsak eğer camilerin de kapılarına pranga vurulmalıdır. Başka da çıkar yol yoktur. Tolumsala dair bir din arzu edilmemektedir ne de olsa. Çocukların sünnet olması da yasaklanmalıdır. Hem çocukların kendi iradeleri dışında uzuvlarından birisinin bir parçasının kesilip alınması da ne demektir kuzum? Bu işin başka bir yönü ama bu sünnet merasimlerinde tekbirler falan söylenir durur hep bir ağızdan. Topluca.. toplumsalca... Derhal yasaklanmalı. Hem bu yasağa ilişkin düzenlenecek kanun maddesi geçmişi de kapsayacak şekilde düşünülmeli. Evvelinde sünnet olmuş herkes potansiyel mürteci sayılmalı. Gerekirse kontroller için sünnet kulübeleri kurulmalı şehirlerin dört bir yanlarına. Çıkarılmalı ve gösterilmeli icabında. Sünnetlilerin de tıpkı başörtülüler gibi üniversitelere girişi yasaklanmalı. Düğünler sonra. Kız istemeler falan.. Allah’ın emri Peygamber’in kavli.. diye başlayan cümleler toplum huzurunda kurularak evlilik sürecine başlanmışsa bu evlilik geçersiz sayılmalı. Bu evlilikten doğan ya da doğacak çocuklar piç sayılmalı. Toplu yerlerde selamun aleykum ile cümleye başlayıp, cümlesinin sonunda Allah’a emanet olun ya da gibilerinden toplumsal mesajlar içeren ibareler kullananlar hakkında derhal tahkikat başlatılmalı. Örneğin Hacc yolculukları toplu toplu olmamalı. Ezanlar susmalı mesela. Hatta toplumsal yönü itibariyle düşünüldüğünde camiler kökünden kazınmalı. Verilen hutbeler içerisine NLP falan gibi kişisel konular serpiştirilmelidir. Allah ne muradın varsa versin şeklinde birine dua edenler toplumdan dışlanmalılar. Öyle ya karşındaki adamın muradının ne olduğunu ne bileceksin be adam! Ya adamın niyeti kötüyse? Eyvah ki ne eyvah...

Laiklik konusunda Sezerkadar hükümetin de hassas olduğunu belirtmiş Mehmet Ali Şahin... Sayın bakanımız;

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın elinde irticaî faaliyet yapıldığına dair delil varsa, bana intikal ettirsin gereği yapılır”

buyurmuş.

Ben kendimi ifşa ediyorum sayın bakanım. Sezerin kastettiği mürteci benim. Buyrun gereğini yapın. Benim namazımı cemaatle kılan, benim sünnetli, benim babamdır eşimi isterken Allah’ın iznini lafının en tepesine yerleştiren, arkadaşlar ve ailemle toplaşarak Hacc’a da gideceğim biiznillah, selamın en hasını, en güzelini her yerde de veririm, milleti Allah’a da emanet ederim, eşim de başörtülüdür, Merkez Bankası’nın başına atamayı düşündüğünüz ama ilgili makamca reddedilen Adnan Büyükdeniz hakkında da iyi şeyler düşünmekteyim. Sayın bakanım biz vetoyu, Müslümanlar olarak kendimizi adlandırdığımız, ve başkaca adlandırmalara gerek görmediğimizden ve Müslümanlardanım demeyi de önemsediğimizden beri yemişiz zaten.
Gereği düşünülsün, kalem kırılsın artık.

14/04/2006

Cemaat.Com






tahin

3 Comments:

Blogger Hayâl said...

“Dinin, bireyin manevi yaşamını aşarak, toplumsal yaşamı etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir.”

:)))))))) Hiç bir söze bu kadar gülmemiştim...Gerçi sinirden gülüyorum ama ..."Nasılsanız öyle yönetilirsiniz." hadis-i şerifini hatırlayınca gülmekten mi gözlerimden yaş geldi yoksa ağlıyor muyum bilemeyeceğim...

hayal
duygulanım bozukluğu

6/10/2006 09:50:00 am  
Blogger tahin said...

Bazilari kendi kafalarindan dinimizin sınırlarını cizmisler, onlar nasil diyorsa oyledir?! mantigi ile hareket etmeye calisiyorlar.

Birileri bu insanlara Islam uzerine brifing verse iyi olacak. Cunku henuz Islam'i tanimiyorlar.

6/10/2006 01:41:00 pm  
Blogger life said...

Allah insanlara akıl fikir hidayet nasip etsin inşallah.İslamın güneşini hiç bir zaman söndüremeyecekler.....

6/11/2006 06:18:00 pm  

Post a Comment

<< Home