27 May 2006

Türbanlılar gitsin, siz de gidin...

Ahmet Altan

Türbanlılar gitsin, siz de gidin...

Böyle değerli devlet adamlarını ancak şanlı Türk ulusu yetiştirebilir.

Derdini söylüyorsun:

- Efendim, bizim bir türban sorunumuz var.

Dermanını söylüyor:

- Arabistan’a gitsinler.

İşte bu kadar.

Sadece “türbanın” değil bütün sorunların çözümünü gösteriyor aslında bize.

Demokrasi isteyenler Avrupa’ya gitsinler.

Komünizm isteyenler Küba’ya gitsinler.

Kürtler Kuzey Irak’a gitsinler.

Gelişmiş bir sağlık sistemi isteyenler Amerika’ya.

Sağlam bir hukuk sistemi isteyenler İngiltere’ye.

Mango yiyenler Afrika’ya gitsinler.

Türkiye’de kim kalsın?

- 28 Şubat’ı sevenler de Türkiye’de kalsınlar.

Sorunlar çözüldü bitti işte.

Fakirleri kimse alamayacağı için onları da vururuz, böylece “fakirlik” sorunu da çözülür.

Sen sağ, ben selamet.

Süleyman Demirel gibi politikacıları, Şemdinli’de işin ucunun tepelere tırmandığını görünce dudakları uçuklayan siyasi iktidarları, bombacı astsubaylara “iyi çocuk” diyen generalleri, Şemdinli davasında avukatları tek tek ararken “istihbaratçıları” oradakileri korkutmak için sanık kapısından içeri alan yargı düzeni, iddianameyi sansürleyerek okuyan yargıçları, demokrasiden hoşlanmayan ana muhalefeti, devletin görevini “ordunun itibarını korumak” diye tarif ederek sivillerin itibarına boşveren cumhurbaşkanları olan bir ülkede sorunlar böyle halledilir.

Mustafa Kemal boşuna “biz, bize benzeriz” demedi.

Bu toplumun hiçbir şeye benzemediğini anlayınca, o da ne yapsın, “biz, bize benzeriz” deyip çıkmış işin içinden.

Biz bize benzediğimizden, başka bir şeye benzeriz diye de ödümüz kopuyor.

Ya Allah korusun “emperyalist” ülkelere benzersek ne olacak?

O zaman, askerler kendi ülkelerini özgürce bombalayamazlar.

Yargıçlar iddianameleri sansürleyemezler.

Eğer bunları yapmazsak emperyalist Avrupalıların isteklerine boyun eğmiş, “milli onurumuzu” kaybetmiş oluruz.

O zaman parçalanırız, bölünürüz, lime lime oluruz.

Gerçek hukukçularla, cesur politikacılarla, “adil bir adaletle” yürür mü bu sistem.

Yürümez.

Bu sistem yürümezse ne olur?

Süleyman Bey mizah folklorümüzün değerli bir parçası haline dönüşür, Tayyip Bey Kasımpaşa kahvelerinde tavla oynayıp kendisini yenenleri döver, Deniz Bey Antalya sahillerinde jogging yapar, bombacılarımız ciddi bir yargılamadan geçer, politikaya karışmak isteyen generallerimiz erken emekliliğin tadını çıkarır.

Peki o zaman ne olur?

İnsanlar özgür olur.

Hatta zengin bile olur.

İnsanlarımız özgür, mutlu ve zengin olursa ne olur?

Parçalanırız.

Bu toplumun huyu böyle, özgür ve zengin olunca bölünüyor.

Hele bir de “adalet” olursa paramparça oluyor.

Onun için en iyi çözüm Demirel’in önderliğinde “siyasi turizm.”

Türban giymek isteyenler Arabistan’a, Kürtler Kuzey Irak’a, demokratlar Avrupa’ya, sağlık sorunları olanlar Amerika’ya, komünistler Küba’ya...

Mango sevenler, siz de Afrika’ya.

Fakirleri de vururuz.

İşte sorunsuz Türkiye.

Sorunlarımızı biz böyle çözeriz.

Niye?

Çünkü efendim, biz bize benzeriz.


8 Mayıs 2006, Pazartesi

Gazetem.Net


tahin

2 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Kaleminle bin yaşa Ahmet ALTAN. Bu yazıyı kşene aldığın için sen çok yaşa TAHİN...

5/27/2006 11:20:00 am  
Anonymous Anonymous said...

Kaleminle bin yaşa Ahmet ALTAN.Bu yazıyı köşende yayınladığın ve bizlere duyurduğun için sen de çok yaşa TAHİN.

5/27/2006 11:21:00 am  

Post a Comment

<< Home