Hem Şefaat, Hem Seyahat Inshallah!
Parada, kariyerde gozum olmadi hic. Hayallerimi para ya da kariyer uzerine kurmadim cocuklugumdan beri.
Her zaman; seyahat eden, renkli kulturlerin icinde yasayan, "kok salmamis" bir hayat suren insanlara gipta ettim.
"Cok okuyan degil, cok gezen bilir" sozune binaen; hem cok okuyan, hem cok gezen; surekli seyahat ve "kesf" edenlerden olmak istedim.
Heuz 7 yasinda, ilkokulda iken Japon olmayi, Japonya'ya yerlesip, orada yasamayi istemistim. Sonrasinda gormeyi ve yasamayi istedigim yerler arasina Italya, Isvec, Australya, ABD, Canada, bilimum Uzakdogu ulkeleri, Mogolistan Stepleri, Filistin, Afrika ulkeleri, çöller de dahil olunca anlasildi ki seyyah olma derdindeyim.
Ilkokulun ilk gunlerinde, ogretmenimizin klasik; "Buyuyunce ne olmak istiyorsun?" sorusuna maruz kalmistik pek cok cocuk gibi. Doktor, ogretmen, hemsire, arada bir kac subay cevabi olacak sekilde maksimum 4 meslekle cevaplar siralanirken, bu mesleklerden hic birisini istemedigimi dusunmustum. Hic birisi cazip gelmemisti:)
Bizim Ilkokul donemimizde "Kara Simsek" revacta idi. Okuldan sonra elele tutusup, biraz daha vakit gecirmek icin annelerimizi atlatarak genelde onlarin evine kactigimiz cocukluk arkadasim, Kara Simsek rolunu oynarken, ben de nedense:) dizide David Hasseloff'un uzatmali sevgilisi olan, aracin teknik islerinden sorumlu muhendis kizcagizi canlandirirdim:)
Yine ilkokul siralarinda, Turkiye'nin diger bir ucunda yasadiklari icin ancak yazlari birlikte vakit gecirdigim teyze kizi kuzenimle en sevdigimiz oyunu oynardik.
Anneannemin, karsilikli genis iki sedirinin bulundugu odasinda sedirleri paylasirdik. Bir tanesi kuzenimin, digeri benim karavanim olurdu. Kuzenim karavani ile dunyanin cesitli ulkelerini gezen ve kazilar yapan bir arkeolog olur, yaptigi kazilari fotograflayarak (digital fotograf makinasi:), adini koy-a-madigimiz, karavanimizda bulunan bir makina ve sistem ile (bilgisayar-internet)calistigi universiteye gonderirdi.
Ben de hem arkeolojik kazi calismalarini, hem de gezdigimiz ulkelerin haberlerini yine ayni makina ve sistem ile :) calistigi gazeteye gonderen, freelance, gezgin bir gazeteci olurdum. Hayatimiz o ulkeden bu ulkeye gezmekle gecerdi:) Bu arada arabayi istedigimiz zaman kendimiz surebiliyorken, istedigimiz aman otomatige aliyorduk:P Uzay araci mubarek:)
Ilkokul-ortaokul caglarinda oynadigimiz bir baska oyun daha vardi. Yine kendi kesfimiz olan bu oyunda, oyunculardan bir tanesinin elinin bes parmagi, kendisinin bildigi ve isimlendirdigi, herhangi bes ulkeyi temsil ederdi. Basparmak Cin, isaret parmagi Italya vs. gibi. Ebe olan oyuncu parmaklardan birisini secer ve oyun baslardi.
Oyunun baslangici hemen hemen her zaman ayni idi.
Ebe olan diyelim ki Cin'i secti:
-Cin'e tatile gittin ama pasaportunu, cuzdanini kaybettin, ne yaparsin? Derdini nasil anlatirsin?
ya da Italya;
-Italya'da kim oldugunu ispatlayacak herseyini kaybetmissin ve polis seni hirsizlikla suclayip hapse atti. Sucsuzlugunu nasil ispatlarsin?
Tabii verilen cevaplara gore de karsi taraf surekli bastirir.
-Turk tercuman bulmaya calisirim.
-Diyelim ki bulamadin, ne yaparsin?
-Konsoloslugu bulmaya calisirim.
-Konsolosluk yok bulundugun ulkede, ne yaparsin?
-Diyelim ki aciktin, yemek yemen lazim ama parasizliktan alamiyorsun, ne yaparsin?
-Birilerinden isterim.
-Sana yemek vermek istemiyorlar, dillerini bilmiyorsun, derdini nasil anlatir, onlari nasil ikna edersin?
.. gibi sorularla o ulkeden kendimizi sag saglim ve temiz bir sekilde cikarabilecegimizi ispatlayana kadar, yani karsi tarafi ikna edene kadar devam ederdi oyun.
Universite doneminde, eski gunleri yad etmek icin oynamaya kalktigimizda, artik ikimiz de yabanci dil bildigimiz icin oyunun bir ozelliginin kalmadigini fark etmistik maalesef:)
Ortaokul doneminde once polis, sonrasinda da asker olmaya karar vermistim:) Ortaokul sonrasinda yapilan askeri okul sinavlarina kizlari almadiklari icin, sanki onlarin karariymis gibi hocalarima cikisirdim:)
Her zaman ikinci planda baska meslek ve ugraslar olsa da aklimda, OSS-OYS sinavlarina, yani son ana kadar askeri okul isteginden hic vazgecmedim. Oncelikle hava harp okulu, ikinci planda da kara harp okulu hayalimdi.
Ortaokul doneminde bir ara, daglarda tek basina yasayan bir avci oldugumu hayal ederdim! Hemen hemen butun hayallerimde yalniz basina yasayan, calisan, gezen bir insandim.
Genc kizlarin pembe hayalleri mi olur dediniz:) Su an pembe yazarken yazilisini garipsedim, yanlis yazmisigim gibi hissettim. Kimbilir ne zamandir "pembe" yazmamisim:))
Bir ara, hafif duzeyde cocuk doktoru olma istegi tasidigimi hatirliyorum ama hangi ara emin degilim:) Lise doneminde; Ege ya da Akdeniz'de, yine yalniz yasayan:) bir yazar olma hayali kuruyordum.
Yine o donemlerde politikaya atilma dusuncesi icinde idim:) Kulislere baslamis, oylari o zamandan hazir etmeye kalkismistim:)
Arkeololoji, psikoloji, tarih, felsefe egitimlerinde birisini alma ve film yonetmeni olma fikri ile lise donemini de bitirdim:)
Tum bu surecte degismeyen tek sey, dunyayi gezme istegi idi. Hem asker olup hem nasil farkli ulke ve kulturlerde yasayabilecegimi dusunmeyelim tabii:) Cocuklarin hayallerinde mantik aramayin:)
Iste bugun; parasi, kariyeri, sani-sohreti olan insanlara degil; ulkeden ulkeye gezen, binbir renkli dunyayi kesfe cikan insanlara gipta ediyorum.
Inshallah "hem şefaat, hem seyahat" nasip olur.. Hayirlisi ise.. Dileyen herkese..
tahin
5 Comments:
E peki hocam, bunca idealist çocuğumuz büyüdü de ne oldu. Çok merak ettim.
Bu arada oyunlar harika.
Uzay yolu oynamışlığınız var mıdır. Ben de ordaki konuşan dev bilgisayardım da :))
:)
Gezgin olma yolunda:)
Yok, uzay yolu oynadigimizi hic hatirlamiyorum:) Dev bilgisayar:P Siz de asmissiniz mashallah:))
Cocuklarin hayal gucu inanilmaz oluyor..
Bu arada;
Hosgeldin mihman:)
Her zaman beklerim.
Çok güzel yazmışsın."Hem Şefaat, Hem Seyahat inşallah.Duana amin.
Hiç bir zaman asker olmaya özenmedim:p:)
:)
Amin Sehnazcim..
Kizlar genelde asker olmaya ozenmez zaten:)
Post a Comment
<< Home