14 May 2006

Bugun Ellerim Okyanus Kokuyor Anne...


Anneler gunu ve kardesimin dogumgunu ayni gune denk geldi bu yil. Ucumuz de ayri ulkelerde, ucumuz de ayri deniz memleketlerindeydik ne yazik ki:(

Ve ben bugun ilk kez Okyanus gordum:) Deliler gibi okyanusa kostum :)

Yosun kokusunu, deniz kokusunu icime cektim bol bol. Ayni okyanusu onlarca kez fotografladim. Hem kafama, hem makinama.. Deniz kabuklari topladim, her cocuk gibi..

Brighton'a ilk gidisimdi. O yuzden oylesine dolastik. Bir nevi kesif turuydu. Zaten denizi o kadar ozlemisim ki, denizden baska hic bir seyi gormedi gozum:)

Sehrin tek Turk kahvaltisi veren kucuk kafesinde klasik bir Akdeniz-Turk kahvaltisi yaptik:)

Bol bol okyanusa baktik, deniz ustune yapilmis olan lunaparkinda -maalesef- tehlikesiz gibi gorunen ama midemizi altust eden bir eglence (!) aracina bindik:) Korku tuneline girdim ama gozlerimi sımsıkı kapattigim icin pek bir sey hatirlamiyorum :)

Ilk olarak, Istanbul'un Ortakoy ya da Bodrum sokaklarina benzeyen sokaklarda ve kucuk sehir meydaninda dolastik. Asagidaki fotografta gorulen, yuzleri siyaha boyanmis, siyah kiyafetler icindeki vatandaslar gun boyu sokaklarda dolasti durdu. Kim olduklari ya da ne yaptiklari konusunda bir fikrim yok. Coraplarinda bir suru cingirak vardi ve yuruduklerinde cikan sesler, koy ineklerinin cingirak seslerini hatirlatiyordu:)

Fotograflarin uzerine tiklayarak buyuk hallerini gorebilirsiniz. Cocuklarin oldugu fotograflar haric digerlerini, blogun adresini vererek kullanabilirsiniz.



Bir kac muzik aletini ayni anda calan muzisyen.

Spor kiyafetleri ile Italyanca opera icraa eden bir sanatci.

Asagidaki fotograf; The Royal Pavilion (Kraliyet Köşkü de diyebiliriz) isimli kultur-sanat-muze merkezinin giris kapilarindan bir tanesini gosteriyor. 1787 yilinda klasik bir ciftlik olan bina once sahibi tarafindan neo-klasik bir yapiya donusturulmus. 1815-1823 yillarinda ise Hint tarzi bir binaya donusturulmus. Minareler ve kubbeler eklenmis. Ayni yapi, tamirat ve bakim ile o gunden bugune gelmis bulunuyor.



Binanin bahceden bir goruntusu.

Ve bu da Brighton Pavilion'un orta bolumu.

Brighton sokaklarinda dolasirken Turk kahvaltisi veren kucuk bir kafe gorduk. Daha once Turklere ait olan kafeyi yakin zamanda Ispanyollar satin almis. Ancak Turk urunleri ve kahvaltisi aynen korunmus, sadece Ispanyol urunler eklenmis. Bugun uc guzel bayan calisiyordu. Ikisi Turk, Ingilizce ogrenmek icin gelmisler, hem okuyup hem calisiyorlar sanirim. Sagolsunlar, bize siparisimiz disinda da ikramda bulundular.

Kucuk kafenin kucuk vitrini:)

Istah acan, rengarenk bir tezgah.

Soganlar, sarimsaklar, kurutulmus patlicanlar...

Iste Okyanusla ilk kucaklastigimiz yer:)

Yelkenler bicilecek.. Yelkenler dikilecek..

Umman misin?
Yoksa Umarsiz misin?

Cocuk denize ne cok yakisir..

Kesfedecek ne kadar cok tas var?!

Dalga geliyor kaciiin :)

Bak nasil da uzaga attim tasi:)

Karakoy'u hatirlatti burasi :)

Cok buyuk bir iskele kurmuslar. Iskelenin uzerine de buyuk bir lunapark ve eglence merkezi. Oradan cektim yukaridaki iki fotografi.

Bu da yine yukaridan cekilmis bir fotograf. Asagida iken de cektigim cocuklar hala ayni sekilde oynamaya devam ediyorlardi denizle ve dalgalarla:) Aslinda cok daha guzel halleri var ancak yuzleri belli oluyor o fotograflarda. Yuzleri gorunsun istemiyorum.

Cocukken insan ayni seyden nasil da saatlerce keyif aliyor. Buyudukce, kirlendikce o safligi, dinginligi kaybediyoruz ne yazik ki.

Marti degil Albatros:)

Basinin etini yerim :)

Brighton'in krali benim, buralar benden sorulur:)

Bu da, buyuk iskelenin en ucundaki lunapark.

Aksamuzeri okyanus cekilmeye basliyor. Med/Cezir ya da Gel/Git dedigimiz olay gerceklesiyor. Ne yazik ki med/cezir olayini sonuna kadar gozlemleyemedik. Yukaridaki fotografta denizin cekilmeye basladigi goruluyor.




tahin

12 Comments:

Blogger ladybird said...

Fotolar fevkalade cekilmis ve yorumlanmis!

Elerine saglik canim arkadasim ;)

5/15/2006 01:41:00 am  
Blogger tahin said...

Allah razi olsun.

Sensiz eksik kaldi :(

5/15/2006 03:04:00 am  
Anonymous Anonymous said...

Ellerine sağlık Tahin....

E r I n A

5/15/2006 06:50:00 am  
Blogger tahin said...

Cok tesekkurler Erina ve ney.

Sen de gel, seni de gezdirelim ney;)

5/15/2006 12:58:00 pm  
Blogger Ebrûlî said...

Gitmiş kadar olamdıysak da görmüş kadar olduk ;)Çok güzel fotoğraflar. Ellerine sağlık..

5/15/2006 03:05:00 pm  
Blogger tahin said...

h2s3t, tesekkur ederim. Tebdil-i mekanda ferahlik var cidden.

Tesekkurler ebruli:)

Sevgili guher; sana da, Nedim'e de katiliyorum:) Peygamber Efendimiz Aleyhisselamin ovdugu bir sehirle (Kutsal Beldeleri tenzih ederim) hangi sehir yarisabilir ki:)

5/16/2006 08:55:00 am  
Blogger Suat Saygın said...

Tahin, sen okyanus gördün ben de bugün Van Gölü'nün yanından geçtim. Trabzon'dan ayrıldıktan sonra ilk deniz,göl görüşümdü. İlginç ve güzeldi, kendimi çocuk gibi mutlu hissettim. Ama senin gibi güzel fotolar çekemedim...

5/17/2006 08:23:00 pm  
Blogger tahin said...

En kisa zamanda sen de cekersin inshallah Suat kardesim. Nasildi guneydogu geziniz? Begendiniz mi?

5/18/2006 11:03:00 am  
Blogger Bâd-ı Sabâ said...

...böyle
bir şehirde
yaşamayı
istedi(m).

5/20/2006 12:04:00 am  
Blogger Güneşli Günler said...

Tahincim hepsi çoook güzel, tebrik ederim ve teşekkür ederim bizimle paylaştığın için. Sevgilerimle...

5/22/2006 10:44:00 am  
Anonymous Anonymous said...

Bu resimler ve yazı da çok güzel ve içten sergilenmiş.İnsan ve doğa sevgisi,özlem ve vatan sevgisi işin özü.Kutlarım seni kardeşim.Bu aşkın ve şevkin hiç eksik olmasın.Vatan millet nutukları atıp Yurt dışına çıktıktan sonra bilmem ne haltlar işleyenlere duyurulur.Senin gibi özü sözü bir ve heryerde değişmeyen insanlara ne mutlu...

5/26/2006 07:37:00 am  
Blogger tahin said...

Allah razi olsun Kemal kardesim.
Tum dualarina, Amin, Cumleten inshallah.. diyorum..

5/26/2006 08:48:00 am  

Post a Comment

<< Home