06 September 2006

Buckingham Sarayi

Her yil temmuz-eylul aylari arasinda Buckingham Sarayi ucretli olarak halkin ziyaretine aciliyor. Yillardir gitmek istiyordum, bu sene harekete gecmeye karar verdim. Sali gunu internetten biletleri ayirttik. Cumartesi gunu, metro calismalari yuzunden pek cok hat askiya alinmisti. Ordan oraya aktarma ile ulasim sorunlarini asarak St. James Station'a ulastik. Yaz vakti, yerli-yabanci turist kaynarken ortalik, tam da hafta sonlari mahvediyorlar ulasim sistemini. Boyle sacmaliklar sadece bizim ulkemizde olmuyor yani.





Burasi, metro istasyonundan kralicenin sarayina dogru giden yol. Yolun sonu sarayin onundeki meydana cikiyor.





Yerlere dokulen bu yapraklar, ellerinde ozel bir cubukla dolasip yapraklari, copleri cuvala dolduran isciler tarafindan toplaniyor. Calisanlarin cogunlugu gocmen ya da ilticaci.





Yolun sonu ve sarayin bir kismi.






Sarayin onundeki heykel grubu.






Altin mi acaba? Oyle olsaydi bu vakte kadar birilerini bir yolunu bulup yuruturdu herhalde:)








Basarili bir pazarlama calismasi ile Londra'nin sembollerinden birisi haline getirilen "London Eye" Devasa buyuklukteki bu "donmedolabin" her bir kapsulu 8-10 kisi aliyor. Tam bir donusu 30 dakika icinde tamamliyor. Isterseniz siz kapsullerin icinde iken fotografiniz cekiliyor ve cikista satin alabiliyorsunuz.







Meshur saat kulesi de sarayin onundeki meydandan gorunuyor.





Sarayin genel goruntusu. Hava o gun klasik Londra havasi idi. Kapali! Zaman zaman atistirdi ama yine de sicakti. Ertesi gun ise yazdan kalan bir gun yasadik.






Simdi geldik kralicenin meshur muhafiz askerlerine. Sarayin on bahcesindeki parmakliklarin onunde pek cok kisi askerleri izlemek icin toplanmisti. Bu askerler ciddiyetleri ile meshurlar:) Yanilmiyorsam, gectigimiz yillarda kralicenin ilk ve tek musluman muhafizi aralarina katildi. Yukardaki sahne nobet degisim sirasinda cekildi. Sirti bize donuk olan asker bir kac dakika nobetci askerlerin onunde durup bir seyler yapti ya da konustu ama anlayamadik:)







O kalpaklarla kisin usumuyorlardir da, yazin ne yapiyorlar bilemiyorum:) Acaba ne kadar maas aliyorlar diye kafa yorduk. Butun gun dikil dikil.. Bir de millet toplansin gun boyu merakli gozlerle seni izlesin:) Zor is..














Askerlerin nobet degisimi bittikten sonra, "ee sarayin on kapisi burasi, kapilar kapali, biz iceriye nerden girecegiz" diye bakinirken gorevlilere yoneldik. Sarayin yan kapisindan giriliyormus, bu sebepten bir kac yuz metre yuruduk. Tabi bizi sarayin on kapisindan buyur edecek halleri yoktu:) Iyi ki bir para verdik:P Kirmizi hali da isteyecegiz nerdeyse:)



Elimizde internetten alinmis rezervasyon kagidimiz vardi ancak onun gercek biletle degistirilmesi gerekiyordu. Esim o isle ugrasirken biz tuvalet derdine dustuk. Her yere yerlestirilmis gorevlilere iceride tuvalet bulup bulamayacagimizi sordugumuzda bize, 1.5 saatlik turun sonunda tuvaleti kullanabilecegimizi soylediler.



Arkadasim o kadar bekleyemeyecegini soyleyince en yakin tuvaleti sorduk. "Duz gidin, soldan ikinci sokakta" diye tarif ettiler ancak yol uzerindeki tarihi binalar metrelerce oldugundan, soldan ikinci sokaga ulasabilmek icin epey bir yurumemiz gerekti. Ustelik herhangi bir halk tuvaleti de bulamadik. O kadar turisti agirliyorlar, ustune bir de para aliyorlar ama dogru duzgun bir tuvalet hizmeti veremiyorlar. Ayni durum baska bir ulkede olsa burun kivirirlardi eminim! Sonunda arkadas bir pub'in tuvaletini kullanmaya karar verdi de, kriz cozulmus oldu.





Arkadasimi beklerken cektigim bir fotograf. AB'ye entegre olmus Ingiltere. Bu arada bayraklardan birisi AB bayragi, malumumuz, diger bayrak da 4 bolgeden olusan United Kingdom'in England yani Londra ve cevresinden olusan guneydogu bolgesinin bayragi. Bizim bildigimiz klasik Ingiltere bayragi aslinda Birlesik Kralligin bayragi. Galler bolgesi, Iskocya, Kuzey Irlanda da kendi ayri bayraklarina sahip.



Geri dondugumuzde esim sirada idi. Hep birlikte, oncesinde guvenlik kontrolunden gecirilecegimiz saraya girmeden once bir sure bekleyecegimiz bahceye girdik. Her 15 dakikada bir yeni bir grubu iceriye aliyorlardi. Son derece duzenli, sorunsuz, karmasadan uzak bir sistemle kisa sure bekleyip, kontrollerden gecip sarayin icine girdik.



Gezinin devami ve diger fotograflar kismetse hafta sonu. Hafta sonuna kadar yokum. Selamlar.





tahin

7 Comments:

Blogger ladybird said...

Sarayi ziyaretlerimden birinde saatlerce askerlerin kipirdamasini beklemistik ancak tek bir hareket goremedik. Hakkaten ne kadar para aliyorlar acaba bu is icin.? Ben yarin ogrenirim bunu:P

Hem niye kipirdamiyorlar ki? Gerci kimsenin mukemmel olmadigi gibi onlarda mukemmel bir sekilde kipirdamadan durmuyorlar, arada dikildikleri kulubeden cikip asker yuruyuslerini gosterip geri donuyorlar:) St James sarayinin onunde tek basina dikilen bir asker oluyor. Onunla fotograf cekmis konusturmaya calismistik. Ama hareket edemedikleri gibi konusmalari da yasak:) o zamanlar genc kiz oldugumuzdan karsilik vermemelerini uzerimize alinmistik:P

Bahsettigin copculerin iyi para kazandigini biliyorum. Hatta bir ara ciddi ciddi copculuk yapmak istemistim:P

Toplu tasit kullanmadigim icin ulasim sorunlarini bilemiecegim ama, pazar gunu icinde bulundugum otobus soforune "do you go to St James's park?" diye sordugumda, "no, how can I go inside the park with this big bus" diye cevap verdi.. ughh espri yapmasa olmaz sanki..

Sarayin onunde ki heykel altin diye biliyorum. Kralicenin sarayda oldugunu anlamak icin binanin uzerindeki bayrak diregine bakmak gerekiyor. Eger bayrak ucuyorsa:P kralice evinde demek oluyor..

Ayi postu kalpaklari denemek istiyorsan 'The Guards' muzesine gidebilirsin. Boylelikle ne kadar sicak tuttugunu kendin test etmis olursun:P

Devamini bekliyoruz. Yarin gorusmek uzere:)

9/06/2006 02:19:00 am  
Anonymous Anonymous said...

Merakla bekliyorum devamını.. Umarım güzel şeyler yaşarsın.
Sevgiler..
EBRU

9/06/2006 06:57:00 am  
Blogger emircan said...

This comment has been removed by a blog administrator.

9/06/2006 12:04:00 pm  
Anonymous Anonymous said...

ingiltereye gitmiş kadar oldum.sayenizde))teşekkür ederim.konuşmalarınızdan anladığım kadarı ile;ladybird le yakınlığınız var en azından,msn.veya maille konuşabilirsiniz..diye düşünüyorum..niye buradan birbirinize bir sürü iltifatlar?iltifatlar bu yazıda yok..öncekilerde çok vardı ve dikkatimi çekti!!sizide çözebilmiş değilim..sağlıkla kalınız)eylül

9/06/2006 06:21:00 pm  
Blogger birisinin yeri said...

tahin, aklıma ilk gelen kurşun asker hikayesi..oradaki kurşun askerler maketleri de sanki bu muhafızlara benziyordu..demek ki romanın yazarı kesin ingilizdir..
sonra bizim dolmabahçe'deki askerlerimiz geldi aklıma...
dolmabahçe'nin taksimden beşiktaşa giden o ağaçlı yoldaki kapısında da bizim askerler öyle kıpırdamadan bekliyorlar..
bir keresinde askerler söylemişti...turistler bunlar gerçek mi yoksa maket mi diye emin olamamışlar, üzerlerinde sigara bile söndürmüşler...
neyse biz de böyle fotoğraflardan idare edeceğiz sayende..teşekkürler..iyi tatiller ve mutlu hayatlar diyorum:))

9/06/2006 08:10:00 pm  
Blogger ladybird said...

sevgili eylul,
Hakkaten bu son yorumda iltifat etmeyi unutmusum. Ama ziyani yok birlikteyiz su an, yuzune iltifat ediyorum :D

9/06/2006 08:50:00 pm  
Blogger tahin said...

Ladybird,
Ek bilgiler icin tesekkur ederiz:)
1.5 saatlik nobet degisim torenine gidelim inshallah:) Cok yurumek yok ama:P

Sevgili Ebru,
tesekkurler, cumleten inshallah.

Sevgili baver, Kursun Asker Danimarkali yazar Andersen'in masali diye biliyorum:)

Dolmabahcedeki askerleri guldurmek icin ben de arkadaslarla ugrasmistim zamaninda:)

9/07/2006 02:29:00 am  

Post a Comment

<< Home